Bağlanmak Yaşatır, Bağımlılık Tüketir
Hayatta birilerine bağlanıyoruz: ailemize, dostlarımıza, sevgilimize... Bağlanmak, insani ve doğal bir ihtiyaç. Ancak, bağlanmanın bağımlılığa dönüştüğü noktada işler karmaşıklaşıyor. Çünkü bağlılık ve bağımlılık arasında büyük bir fark var.
Bağlılık, birine değer vermek, ona güvenmek ve yanında huzur bulmaktır. Bağımlılık ise bundan çok farklı bir şeydir. Bağımlılık, sevgiden ziyade korkuya dayanır: kaybetme korkusuna. Onsuz olamamak, sürekli onun varlığına ihtiyaç duymak, o yokken hayatın eksik ve anlamsız geldiği bir duygudur. İşte bu nokta, sağlıklı bir ilişkiden uzaklaşıldığının göstergesidir.
Bağımlı bir kişi, ilişkide kontrol ihtiyacıyla hareket eder: “Neredesin? Neden aramadın? Kimleydin?” gibi sorular, ilişkiyi boğucu bir hale getirir. Bu durum, karşı tarafın nefes alıp kendi alanını yaratmasını zorlaştırır. Karşı taraf uzaklaştıkça, bağımlı kişi daha sıkı tutunmaya çalışır. Ancak bu çaba, genellikle ilişkiyi daha da yıpratır ve sonu yorucu bir döngüye dönüşür.
Bağlılık ise bu tarz bir kontrol ihtiyacından uzaktır. Bağlılık, birini sevmek ve ona değer vermekle birlikte, kendine de alan bırakmaktır. Bağlılıkta, kendi hayatını ve benliğini unutmazsın. Onunla da var olabilirsin, onsuz da. Yanında olduğunda daha iyi hissedersin belki, ama ona mecbur değilsindir. Bu durum, iki taraf arasındaki dengenin ve karşılıklı anlayışın temeli olur.
Bağımlılık aslında kolay bir yoldur, çünkü fazla düşünmeden, sadece onsuz olamayacağın hissine kapılırsın. Ama bağlılık? Daha zor bir olan ama tercih edilmesi gereken doğru bir yoldur. Kendini sevip kabul etmeyi, kendi ayakların üzerinde durabilmeyi gerektirir. Aynı zamanda karşındakine sevgi ve destek vermeyi de kapsar. Bu dengeli yapıyı kurduğunuzda ilişki, sağlıklı ve gerçek bir bağlantıya dönüşür.
Bağlılık seni özgürleştirir; kendini daha güçlü ve tamam hissedersin. Bağımlılık ise seni küçültür ve eksik hissettirir. Sürekli bir eksiklik hissiyle yaşamaktan daha yorucu bir şey olabilir mi? Bu yüzden, ne pahasına olursa olsun, bağımlılıktan uzak durup sadece bağlı olmanın yollarını aramalısın.
Bunun için öncelikle kendine değer vermeyi öğrenmelisin. Kendinle kalabilmek, kendi benliğini sevmek ve kabul etmek bu yolda çok önemlidir. Bu başarıldığında, ilişkilerindeki bağımlılık hissi ve onun getirdiği sorunlar yavaş yavaş yok olmaya başlar.
Hayat bize şu soruyu soruyor: Bağlı mısın, yoksa bağımlı mı? Bu ayrımı yapabildiğimizde hem kendimize hem de ilişkilerimize daha adil davranabiliriz. Korkularımızın değil, sevgimizin konuşulduğu ilişkiler yaşarız. Ve işte o zaman, gerçek anlamda mutluluğu buluruz.