İnsan Plan Yapar, Tanrı Güler
Hayat her zaman planlarımıza uymayabilir, ama kim olduğumuz ve nasıl davrandığımız her şeyin özüdür. Belirsizliklere rağmen yürümeye cesaret edersek, kendi hikâyemizi yazabiliriz.
Hayat bazen bizim planlarımıza gülümseyerek yanıt verir, değil mi? Oturup gelecek için uzun uzun planlar yaparız; hedefler koyar, yol haritaları çıkarırız. Ama bir yerden sonra, olaylar hiç beklemediğimiz şekillerde gelişir ve tüm o planlar bir kenara bırakılır. "İnsan plan yapar, Tanrı güler" sözü tam da bu gerçeği anlatır; hayatta kontrol edemeyeceğimiz şeylerin varlığını hatırlatır.
Aristoteles der ki, insanın mutluluğa ulaşmasının yolu erdemli bir yaşamdan geçer. Ona göre, erdem, sadece akılla ve doğru davranışlarla geliştirilebilir. Bu, kendimizi ve çevremizi anlamaya çalışmakla başlar. Ancak bu yolculuk, sadece "doğru" olanı yapmakla değil, aynı zamanda sorgulamakla da anlam kazanır. Sokrates’in şu meşhur sözü: "Sorgulanmamış hayat yaşamaya değmez," aslında bunun altını çizer. Yaşamın akışını sorgulamak, kendi varoluşumuzu anlamlandırmak için kritik bir önem taşır.
Bu iki düşünceyi birleştirip hayata baktığımızda, şu sonuca ulaşabiliriz: "İnsanın karakteri onun kaderidir." Hayatta kontrol edemeyeceğimiz çok şey olsa da, kim olduğumuz ve bu hayata karşı duruşumuz bizim elimizde. Kendimizi geliştirerek, erdemli ve sorgulayan bir birey haline gelerek, aslında kendi kaderimizi şekillendiririz.
Belki de burada önemli olan şu: hayatın belirsizliklerini kabul ederken, karakterimiz üzerinde çalışmayı asla bırakmamak. Aristoteles’in erdem anlayışı ve Sokrates’in sorgulama çağrısı, bize yaşamı anlamlandırmak ve daha dolu bir hayat sürmek için iki değerli anahtar sunuyor.
Hayat, kontrol edemediklerimiz ve elimizde olanların büyük bir karması. "İnsan plan yapar, Tanrı güler" derken aslında şunu unutmamalıyız: Tanrı güler, evet, ama biz de hayatımızın sahibi olmaktan vazgeçmemeliyiz. Erdemli ve sorgulayan bir birey olarak, hayatın bize getirdiklerini kucaklayabilir, bu belirsizliklerin ötesine geçebiliriz.
Kendi karakterini şekillendirmek, kaderini şekillendirmekle eşdeğerdir. O yüzden, hayata karşı cesur bir gülümsemeyle devam edelim. Kim bilir, belki de Tanrı bizim bu gülümsememizi görüp bir kere daha güler.
Ama unutmayalım: Asıl mesele, belirsizliklere rağmen yürümeye cesaret edebilmekte. Hayatın bize getirdikleri ne olursa olsun, her bir anın bizden talep ettiği tek şey var; varoluşumuzu cesurca sahiplenmek ve kendi hikâyemizi inşa etmek. Belki de işte tam burada, insanın planlarıyla Tanrı'nın tebessümü buluşur.